Türkiye-ABD ilişkilerinde hedef 100 milyar dolarlık ticaret hacmi
Türkiye-ABD çıkarları 2023’te de olumlu yönde ilerlemeye devam ediyor.
Türk Amerikan İş Kurulu (TAİK) ve Amerikan Şirketler Derneği’nin (AmCham Türkiye) yaptığı ortak açıklamaya göre, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi son 12 ayda 31,3 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Artan yatırımlar ve yeni ABD şirketlerinin Türkiye pazarına farklı segmentlere olan ilgisi ile 200 yıla yakın geçmişe sahip ilgi 2023 yılının ilk yarısında ivme kazanmaya devam etti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır devam eden güçlü bağın, dünyanın en değerli ve temel stratejik ilişkilerinin tam ortasında yer aldığını belirtti. , iki ülke arasındaki stratejik bağda ticaret ve yatırımın kilit önemine dikkat çekti.
Turnaoğlu, AmCham Türkiye olarak Türkiye ekonomisine yılda 60 milyar dolar katkı sağlayan ABD merkezli 125 şirketi temsil ettiklerini ve ana hedeflerinin Türkiye’yi küresel pazarlara taşıyan bir güç olmak olduğunu belirtti.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin her geçen gün gelişmeye devam ettiğini belirten Turnaoğlu, AmCham Türkiye’nin 5 önceliği kapsamında gözlemledikleri gelişmeleri şöyle sıraladı:
“Ülkemizde ABD yatırımlarını ve ticaretini geliştirmek önceliğimiz kapsamında ikili ticaretin 100 milyar dolar düzeyine ulaşması hedefine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Son 12 ayda Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 15.9 milyar doları ihracat 15.4 milyar doları ithalat olmak üzere 31.3 milyar doları ithalat oluşturdu.Her zaman söylediğimiz gibi Türkiye dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir potansiyele sahip.Amerikan şirketlerinin devam eden yatırımları da bu görüşü desteklemektedir. .
Üyelerimizden Mondelez International, son 5 yılda 110 milyon dolarlık yatırım aldı ve yüksek sağlık standartlarına uygun olarak Türkiye’den ABD’ye 60 milyon doların üzerinde eser ihraç etti. Türkiye’den çevre ülkelere ihracat yapmak amacıyla gerçekleştirilen 100 milyon dolarlık bir diğer önemli gıda yatırımı ise Kraft Heinz tarafından yapıldı.
PwC ile birlikte hazırladığımız Türkiye’deki Amerikan yatırımlarını inceleyen rapora göre, Amerikan şirketleri genellikle uzun vadeli yatırımlar yapıyor ve yatırım kararlarını 7-10 yıllık perspektiflerle veriyor. Geçen yıl startup ekosistemine oyun, perakende gibi birçok dalda satın almalarla giren Amerikan şirketlerini de gözlemledik. Bunun en yeni örneği olarak halka arz ile 60 milyon dolar civarında yeni kaynak yaratan üyemiz Martı Teknoloji, 13 Temmuz’da New York Borsasında gong çaldı.”
“Amerikan şirketlerinin Türkiye ile olan ilişkisi toplumsal dayanışma ve sürdürülebilirlik alanında da öne çıkıyor”
Turnaoğlu, AmCham’ın ikinci önceliği olan Türkiye’nin bölgesel merkez rolünü güçlendirmek için Orta Asya ve Kafkas bölgeleri ile karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine önem verdiklerini kaydetti.
Türkiye’deki bazı Amerikan şirketlerinin Türkiye’yi bölgesel merkez olarak konumlandırdığını belirten Turnaoğlu, “Öyle ki derneğimizde 20’ye yakın üyemiz Türkiye’den 80’e yakın ülkeyi yönetiyor. Önceliğimiz kapsamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Örneğin P&G Türkiye olarak yurt içi tedarikçilerimizin yüzde 82’si yurtdışındaki P&G şirketlerine yaklaşık 140 milyon dolarlık hammadde ihraç etti.”
Yetenek yönetimi konusunda Türkiye’nin çok değerli avantajlara sahip olduğuna dikkat çeken Turnaoğlu, şöyle devam etti:
“Bu öncelik kapsamında 2 yıldır sürdürdüğümüz ‘Küresel Türkler’ adlı projemizin bulguları, Türkiye’de yetişen ve daha sonra yöneticilik görevlerinde bulunan ‘1000 Küresel Türk’ün yetenek haritasını ortaya koyuyor. Ayrıca sonuçları açıklayacağımız lansmanı da hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Amerikan şirketlerinin Türkiye ile olan bağı ticari olduğu kadar toplumsal dayanışma ve sürdürülebilirlik alanında da öne çıkmakta ve diğer önceliğimizi oluşturmaktadır.
Örneğin, sürdürülebilirlik odaklı üyemiz Dow ve Aksa Holding’in ortak yatırımı olan Dow Aksa, rüzgar kanadını daha verimli ve daha hafif hale getirmek için yaptığı karbon elyaf yatırımıyla AmCham Yatırım Ödülü’nü kazandı. Ayrıca şubat ayında yaşanan deprem felaketinin ardından bahisle ilgili çalışmalara katkı sağlamak isteyen ABD’li firmalar da bizimle iletişime geçmeye devam ediyor.”
“100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefiyle 13. Türkiye Yatırım Konferansı’nı Eylül ayında yapacağız”
TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, Temmuz ayında Vilnius’ta düzenlenen NATO Zirvesi’nin Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir süreci başlattığını belirterek, “Bu ivme ile ticari ilişkileri daha da hızlandırmak istiyoruz. tahıl koridorunun öncülüğünde başlayan süreç, ülkemizin stratejik ortak olarak ne kadar değerli olduğunu gösterdi.” değerlendirmesini yaptı.
Yalçındağ, Türkiye-ABD ticari ilişkilerinin temel taşlarından biri olan savunma sanayiindeki iş birliğinin gelecekte hız kazanacağını belirterek, şunları kaydetti:
“IDEF 2023’e başta ABD Büyükelçisi Jeffry L. Flake olmak üzere 50 Amerikalı iş insanının katılımı, ABD’nin savunma sanayii alanında da iş birliğine açık olduğunu hissettiriyor. TAİK olarak 39. Amerikan Türk Konferansı’nı (ATC) gerçekleştireceğiz. – Türk savunma sanayi firmalarına Amerikan-Türk Konferansı’nda kendilerini daha yakından tanıtma fırsatı sunarak olumlu atmosfere katkıda bulunacağız.
Türkiye ile ABD arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine yönelik önümüzdeki dönemde atacağımız ilk adım, 19-20 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 13. Türkiye Yatırım Konferansı olacak.
Yatırım Konferansı’nın ilk gününde, Goldman Sachs’ın ev sahipliğinde Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanımız Hafize Gaye Erkan’ı ABD’nin önde gelen finans çevreleri ile bir araya getireceğiz. İkinci gün ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı Fortune 100 listesinde yer alan 25 Amerikan şirketinin CEO’ları ile Yuvarlak Masa toplantısında bir araya getireceğiz.
2022’de ABD’nin dünyadan ithalatının 2020’ye göre yüzde 40 artarken, Türkiye’den ithalatının yüzde 75 gibi çok hızlı arttığına dikkat çeken Yalçındağ, şunları kaydetti:
“Suudi Arabistan hariç Çin, Hindistan, Brezilya ve Vietnam’dan artan mal talebi Türk mallarına olan talebin altında kaldı ve 2020’de ABD’nin en çok ithalat yaptığı 29. ülke olan Türkiye 25. sıraya yükseldi. Altın ve mücevherat, makine, Otomotiv ABD’de talep artışı en fazla olan segment olurken, her branştan ihracatımız 1 milyar doları aştı.
1,3 milyar doları aşan ihracatıyla Türkiye’nin haziran ayında en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olan ABD’ye ihracatımızın 2022’ye göre düşük kalsa da 30 milyar doların üzerinde kalacağına eminiz.
Başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere Türk firmaları hem ihracatımızı artırmak hem de Türk mallarını ABD pazarına tanıtmak amacıyla 150’den fazla fuara katılıyor ve iş insanlarımızla South by Southwest başta olmak üzere birçok fuara katılmayı planlıyoruz. .”
“Devlet yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde Çin’e alternatif pazar olarak kendimizi konumlandırıyoruz”
Yalçındağ, Amerika’nın tek bir ülke olarak düşünülemeyecek kadar geniş bir coğrafyaya ve çok güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin devlet bazında ele alınması gerektiğini vurguladı.
Yalçındağ, bu ticari ilişkileri TAİK Devlet Komitesi yapıları ile dört koldan destekleyeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Dünyada ABD dışında sadece Kaliforniya ve Teksas, biri dijital teknolojide, diğeri elektrik sektöründe olmak üzere dünyanın en büyük on ekonomisinden ikisi konumunda öne çıkıyor. Her ikisi için de oluşturduğumuz komitelerle. devletler olarak Türk şirketlerini bu bölgelerde daha proaktif hale getirmeyi hedefliyoruz.
Ayrıca Florida, Illinois, Massachusetts, New York, Tennessee ve Virginia’da eyalet komitelerimiz var ve bu eyaletlerde konut (inşaat), sağlık, eğitim ve finans departmanları Türk şirketlerinin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Eyalet bazında ihracatlarımızda Texas, New Jersey, California, Florida ve Georgia; Türkiye’nin 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığı ülkeleri, Türk ürünlerini daha çok ülkeye tanıttığını ve her eyalete 1 milyar dolar ihracat yapabileceğimizi düşünürsek, ABD pazarının Türkiye için potansiyelini daha iyi anlayabiliriz. İl yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde Çin’e alternatif bir pazar olarak kendimizi konumlandırıyoruz. Bundan şimdiden olumlu bir tepki görmeye başladık.”